ben duyuruya da zorla girdim.
dün geceden beri böyle. yavaş filan değil hiç açılmıyor.

ddos

thanks to ekşi's twiter; DDoS

bende de şimdi açıldı. iran kedisi bence.

iran kedisi diye biliyorum. yüz yassı , bol tüylü.

sadece beyaz olmayan bi iran kedisi.

chinchilla

a different kind of garfield

onun adı mı varmış ki?
kupa askılığı işte.:)

kupa askısı, ona isim vermemişizdir heralde

kupalık derim ben ama bilemedim şimdi.

hangi şehir? ona göre cevap verelim

samsun

ptt arada sırada kartpostallar üretip satıyor diye biliyorum, ptt ye bakın derim

hep güllü müllü ya, güzel bişey yok onlarda da :/

büyük kırtasiyelerden de olabilir ama çok fazla çeşit olacağını sanmıyorum. İstanbuldan alırsan da hep istanbul kartpostalı olur samsunla alakası olmaz

ya yabancı siteler de olabilir. aslında kendim yapıcaktım ama seçtiğim kişinin profil bilgilerinde "el yapımı kartpostal olmasın da nasıl olursa olsun" yazıyordu. :/

büyük süpermarketlerde unicef'in kartpostalları satılıyor, ya da büyük kitapçılarda vardır mutlaka.

kendime aldigim sac guclendirici tresan sampuan babamin kepek problemine cozum olmustu, deneyebilirsiniz belki.

fungoral diycem ama, ketoral nizoral muadili bi şey o da. ne kadar etkili olur bilmiyorum.

fungoral kullandim. bioblas diye bi sey kullandim. bitkisel sampuan kullandim. bir kac markanin kepek sampuanini kullandim. fazla ise yaramadilar.

kesin cozumu dove'un kepege karsi olan sampuaninda buldum. (gri renkli sise)

yani bi dene derim ben.

t-gel dua edeceksin bana :)

www.sacurunleri.com

naçizane tavsiyem normal şampuan olarak sebamed kullan. bunun yanında haftada 2 kere de capila şampuan kullan. belki capila da etkisini bir süre sonra kaybedebilir ama sebamedi düzenli kullanabilirsin.

sebamed.

bişeye yazıp gül ağacının altına şeyapılıyodu

5 mayıs değil miydi hıdrellez yav?
www.hidrellez.org burdan gördüm yoksa ilgim olduğundan değil.

dündü hıdırellez. 5 mayıs.

hayır asıl hıdırellez 6 mayıstır ama dilekler 5 mayıs gecesinden yapılabilir veya 6 mayıs sabahı çok erken yapılabilir.

dilekler ve hıdırellez kutlama için için çeşitli yöntemler var. trakyalı dedem 6 mayıs sabahı çok erken kalkıp süt kaynatıp içmeyi, haşlanmış yumurta yemeye dikkat ederdi. babanem şimdi yapmıyor ama eskiden komşu bahçelerdeki gül ağaçlarının altına taşlardan dilek tutardı. mesela ev mi taştan bir ev yapıyorsun gibi..

bazıları yazıp gömüyor, bazıları suya atıyor, bazıları çaput bağlıyor.. artık hangisi kolaysa..

5 i 6ya bağlayan gece diye biliyorum ama..

hıdırellez 5 mayıs değil 6 mayıs'ta kutlanır. hicri takvime göre gün ayın doğumuyla başladığı için ritüeller 5 mayıs akşamı uygulanıyor. "hıdırellez akşamı" yani.

olmasını dilediğin şeyleri kağıtlara yazıp çizip gül ağacının dallarına asacaksın. teoride bunu yarın sabaha kadar yapabilmen lazım keza yarın sabah / "hıdırellez sabahı" kağıtları akan suya atacaksın.

yanılıyor da olabilirim tabi. farklı yorumlar var bu konuda.

bathorry işte tamam 5i 6 ya bağlayan gece ve 6sı sabah gün doğmadan veya doğduktan sonra pek bvakit geçirmedenki zaman.. ama hızır ilyas buluşması 6 mayıs olarak kabul edilir benim bildiğim.. neyse yanni geç değil demem o

tamam işte 5akşamı kutlanıyormuş

6 mayıs sabahı gün ağaramadan işte, yani bu sabahtı.
sahile gidip istediğin şeyleri yazdığın ve çizdiğin kağıdı denize fırlatıyosun.
sonra aynı şeyleri kumsala da yazıp çiziyosun, tabi inanarak.
dalgaların gelip yazıyı sileceği şekilde.
gül ağacına dilek dileyen de varmış tabii, yumurta yiyen de.

bizim buralarda (salihli) 5 mayıs akşamı dilekler bi kağıda çizilir, kağıt katlanır, gül ağacının dibine gömülür. ateş yakılır üstünden atlanır. ertesi gün 6 mayısta olmadı haftasonu illaki pikniğe gidilir mangallar yakılır yenilir içilir.

www.dizisu.com

google'da dolu var :)

tekrar yasla deyince düzelmesi lazım.

yok o değil vennus.
daha bi etnik bu dediğim, sanki gerçek azeri bunlar. bi de birkaç kişiler.
hala arıyorum bu arada :)

seboreik dermatitse belosalic losyon birebir. anında tarih oluyor dertler.
yine de dr görmekte fayda var tabii, böyle babanne yöntemiyle bunu kullan demek olmaz.:)
çok uzman dr olmasına gerek yok bunun için, herhangi bir özel hastane ya da devlet hastanesi de işini görür ucuz yollu.

zeytinburnu surp pirgiç ermeni hastanesin kolsuz agop'un öğrencisi sarkis barış a görünebilirsin.

gökhan okanı onerebilirim bnde de aynı dert var cunku medicaparkta muayeene edio
www.drgokhanokan.com

hemen herkesle samimi olmaya çalışma, aşırı güleryüzlü olma bence. insanları iyi gözlemle, ne kadar yakın davranırlarsa davransınlar ilk günden kimseyle dedikodu yapmaya kalkışma :) çok soru sorma ve az ve öz konuş. en önemlisi ortamı iyi inceleyip kısa zamanda çok fikir sahibi olman.

iş yerinde bir duruşun, prensiplerin olsun
doğru yaz, doğru konuş
insanlar livaneli_kadir konuşunca kafasını çevirip baksın
bir de ilk zamanlarında çok heyecanlı oluyor insan
işin neresinden tutsam faydam olur diye her boku yapmayı çalışıyor
yapma, fotokopi çay getirmek senin işin değil, öyle duruş olmaz
diplomanı her daim alnında taşı, senden abuk subuk istekler olduğunda da
gardaaaaş ben bunu bunu okudum bana adam gibi iş ver deyip şak diye ortaya çıkar

işin türü hakkında fikir sahibi değilim ama mp3 player'ını yanına almayı unutma derim...

ortamı iyi gözlemle en önemlisi bu.
hemen kanka olma
her aklına geleni pat diye sorma
asla asla dedidoku yapma yanında yapılmasına müsade etme
seni eşşek yerine koymaya çalıştıklarında hemen sert bir tepki koy
yumuşak olma ezilirsin sert olma kırılırsın
ama serte yakın olmayı tercih et
benim işim değil demeyi bil
kendi işini eksiksiz ve zamanında yap
diğerlerine yardımcı olmaktan kaçma
ama diğerlerinin işini de yapma
ilk günler canın sıkılınca cep telefonunu eline alıp kurcalama.
kurumsal firmalarda hangi sitelere girdiğinin aylık veya haftalık dökümü alınır
eğer telefonun varsa sana ait, aranan numaralar dahi incelenebilir
bilgin olsun.
hayırlı olsun.

servisde günaydın ve hafif bir tebessüm yeterli.
iş yerine ilk girdiğin an şaşkın şaşkın bakma.
kendinden emin bir duruşun olsun.
çok somurtuk durma sadece tebessüm et.
ilk bir ay kimseyle arkadaş olma sadece gözlemle.
herşeyi biliyomuş gibi atlama hiçbişey bilmiyomuş gibide davranma.
ilk günden samimi olma bir hafta sonra adın yalaka olur.
bide en önemli kural iş hayatın boyunca üç maymunu oyna...

iş yerinde arkadaş edinme unutma sadece bir iş yeri orası anasınıfı değil, siyaset din ve futbol üzerinden sohbet açma. her durumda tebessüm etmesini öğren. anahtar kelime tebessüm, birde çok fazla kelime kullanarak hiç birşey söylememe sanatını iyi öğren.

herkese ve işinle ilgili departmandaki gözgöze geldiğin herkesle günaydnlaşmaktan çekinme. şimdiden sempatilerini kazanırsın böylece. sıcak olduğunu düşünüp seninle iletişime daha çabuk geçerler. sen onların içine giriyorsun, kurulu düzenlerine işleyişlere karışma ve nötr davran bu durumlara, biraz da politik ol. olur bir yıl sonra çok iyisindir çok güzel yerlere gelmişsindir e tabi hak senin düzenini göster ama bunun için en az üç yıl diyeceklerdir eğer özeldeysen. ayrıca saygılı efendi ve düzgün davran. espri yapacaksan da düzeyli olsun. çok kahkaha atacak kadar gülme. gülümse:) insanlar seni laubali ve gayriciddi bulmasınlar. ilk izlenimler (ilk bir ya belki de) çok önemlidir. bir şeyler isterken alırken verirken teşekkür ederim ve lütfen ve rica etsem...yapabilir misin lütfen gibi kalıpları mümkün olduğunca sık kullanmaya çalış. astlarına ne zaman olursa olsun emir verme. seni bir yere taşıyacak olanlar o astlar da olabilr, senin yerine geçecek olan da onlardan biri olabilir. üstlerine saygıda kusur etme ne çok yalaka ol ne de çok tutucu, tavırların net olsun. sonuçta bi yaşa gelmiş insanlarız nerede nasıl davranılacağını illa ki hepimiz az çok biliyoruz ama ilk gün heyecanı daha farklı elbette:) ilk zamanlar hep amelelikle geçiyor:) ama dayanmalısın, birisi için faxı başka bir odaya götürebilirsin işinin bir parçası değilse bile ya da kendine çay almaya giderken rica eden bir arkadaşına da çay getirebilirsin ama patrona da çay doldurmamalısın tabi (biz çay kahve yapıyoruz ama sorumlu ortalardayken siz de ister misiniz diye soruyoruz ve biraz aramızın iyiliğinden-iki yılı doldurduk). ileride güzel günler bekliyor seni. sana hakaret etmedikten sonra senin yaptığın işe mutlaka bir kulp bulacaklardır ilerleyen zamanlarda. bu iş yerlerinde hep böyle olmuştur nerede hata yaptığına bir bak, elbet vardır-kimse durup durduk yere sana azar çekmez. bunları da takma, çok üzülme yani. ayrıca en önemlisi birisi sana gerçekten hiç suçun yokken bağırıyorsa ya da kızmışsa KESİNLİKLE üstüne alınma. iş stresi çok farklı bir şey ve insan herkese kızabiliyor bazen. ayrıca kendinden de ilk günlerde çok bahsetme. genel bilgileri söyle ama sevgili anne baba çocuk kavgalarını vs kendi özel hayatını anlatma. moralin bozuk bile olsa bunu yansıtmamak çok önemldir. kimse senin asık suratını çekmek zorunda değildir ve kimse de sana özel yaşantısını yansıtmak zorunda değildir. ha bunu yapamıyorsan da soranlara kibarca kusura bakmayın sizi de rahatsız ediyorum ama ufak bir problemim var ve bir iki güne çözmeye çalışıyorum gibi cümleyle derdini anlatmadan bişiler söle, geçiştir. herkesi uzun bir dönem gözlemle. unutma herkes ispiyonculuk yapabilir:) kimseye güvenme, ama güven de tabi. senin gibi iyi insanlarla denk gelmen dileğiyle.. şimdilik aklımda bunlar var. bir de çekingen içine kapanık birisiyim demişsin. konuşurken insanların gözüne bak ama bööle gözünün içine de dik dik bakma yani. hep kibar ol. bir müddet sonra emeğinin karşılığını alacaksın. Haydi hayırlı işler :) ve de madem sabah okuyacaksın: GÜNAYDIN :)

bıdıbıdı +1

küfretme

1. (bkz: altta kaldın diye üzülme üste çıktın diye sevinme)
2. Hızlı iş yapmayın, yenileri gelir, yavaş iş yapmayın, beceriksiz sanırlar.
3. Eve iş getirmemek için elinizden geleni yapın.
4. Oranın sizin malınız olmadığını, çok çalışmanızın orayı kurtarmayacağını, az çalışmanızın orayı batırmayacağını bilin, hayatınız ona bağlıymış gibi çalışmayın.
5. İçinizden gelmiyorsa tebessüm etmeyin, güleryüzlü olmayın. Bizim memlekette asık suratlı adamı çok şey biliyor sanıp saygı gösterirler. İçinizden geliyorsa gülün tabii, yoksa strese girersiniz gülemiyorsunuz diye.
6. İşyerinden birine asılacaksanız tekrar düşünün.
7. Kimin kiminle bağlantısı olduğunu (kim kimin torpillisi) onu öğrenmeye bakın. Çaycıya sesinizi yükseltip kendinizi kapının önünde bulmayın sonra :)
8. Angarya işlerle uğraşırken "en azından bir işim var" diye düşünüp sevinin. Bunu çok düşünmeye başladıysanız yeni bir iş aramaya başlayın ve o işten kurtulmaya bakın.

Öncelikle herkese cevapları için teşekkür ederim.

İlk günde ne olduğunu merak eden arkadaşlar olmuş.
Cevap vereyim...

İlk gün olması sebebiyle heyecan tavandı tabi. İş yerine girip çalışan arkadaşlar ile tanışınca ve işin içine girince heyecan filan kalmadı.
Saatler geçtikçe sanki aylarca orada çalışıyormuş gibi oldu. Tabi acemilik tam gaz devam :) bugün ise yıllarca çalışmış gibi...

Sonuçta ilk günü atlatınca sonraki günler sıkıntı yok :)

yok.

windows movie maker vardı ama taa windows me zamanında kullanıyordum. şu an windowsta değilim ama varsa yine öyle bir şeydir mutlaka.
onun dışında alternatif çözüm audacity.sourceforge.net

iki dakka mp3 cutter kur nolcak.
canavar gibi. sonra silersin, sıkıntısız bişe.

bu bilgisayara program indiremiyorum maalesef.

panpa üşenmedim aradım şu var windows.microsoft.com

lakin yine bir şeyler indirmek gerekiyor.
o yüzden yapacak bir şey yok. çak formatı ubuntu yükle ya ne uğraşcan =)

şarkı olmaz da enstrümantal parçalar olabilir.
dark tranquillity - the mind's eye olabilir.

anouar brahem - nayzak

folyoya sarınca olur başka türlü nasıl olur bilmem.

mikrodalgada kızarmış ekmek olmaz. ya iki kez döndürürsün buğulanmış gibi olur, ya da birkaç dk bekletirsin ortasından yanar, kupkuru olur yiyemezsin. mikrodalganın orta yolu yok. kızartmak için normal fırın yoksa teflon tava daha iyi sonuçlar verir.

iki tabak arasına koyarsan sanırım nemlenmesini önleyebilirsin.

Ekmek kızartma makinası çözüm olabilir..

mikrodalga fırınlar yapısı itibariyle ısı yaymadığı için istediğiniz gibi ekmek kızartamazsınız maalesef. evimizdeki mikrodalga fırınlarda metal alet kullanmayı zaten tamamen unutun. o yüzden size tost / ekmek kızartma makinesi öneriyorum ben de! :)

veya bakın şurada yenice mikrodalga muffin tarifi vermiştim: #23303130

kick ass geldi hemen aklıma.

(bkz: hangover)

ya da
(bkz: pineapple express)

(bkz: the hangover)

hangover +1000

hıkmıkzık +1

in bruges

(bkz: black dynamite)

crank

'Moral Bozukluğu ve 31'
'Soul Kitchen'

(bkz: due date)

buldum buldum.

library.nu burada var da nasıl ulaştırmalı

ifile.it

teşekkürler arkadaşım, varolun :)

edit: arkadaş sözcüğündeki çoğulluk kaldırıldı :P

liste yapamıyorsunuz. hazır listeleri dinleyebilir, başka insanların dinlediklerini aynı sırada dinleyebilirsiniz ama kendiniz müdahale edemiyorsunuz.

müzik dinlerken o anda çalan şarkıları, ya da arkadaşlarının listesinde gördüklerini, önerilerini vs. gördükçe arşive ekle ya da parçayı sev. bir süre sonra bunlar listelenmiş oluyor zaten, o listelerin içeriğini de daha sonra sevilen parçalarımı çal, arşivimi çal butonlarıyla dinleyebilirsin.

printscreen kullanarak rahatlıkla yapabilirsin. istersen adımları tek tek anlatabilirim. paint ve word yeter.

ms paintle yapabilirsin.
ama picasa en güzeli. kur nolcak. hemen kuruluyo zaten.

ancak torrent istisna vardır elbet

www.indivx.org

hd değil ama kalitesiz de değil.

Seni çok iyi anlıyorum. Bende bir bok anlamadım. Millet acayip anlam yüklemiş ona. Bence Küçük Emrah'ın "Boynu Bükükler" filmi daha anlamlı ve duygusaldı :) Bu film popüler kültürün "bir bok anlamasanda, çok sevmiş gibi yapacan" filmleri arasında. Mazaallah sakın bunları yazma bir yere linç ederler. Belli bir topluluğun kutsal filmi bu, bende anlamadım ama öyle işte. Fazla kurcalama derim :)

heryerde söylemeyin kardesim, onu anlamadim bok gibiydi, bunu anlamadim bok gibiydi diye. anlayan biri cikar, hatun yanında rezil olursunuz. siz anladiginiz icin güzel olacaksa filmler işimiz var.

rahatladım yemin ediyorum bende anlamadım ak. yani neydi bu filmi bu kadar anlamlı yapan ? bir bilen varsa anlatsın

Selamlar,kendi anladıgımı anlatacagım,elimden gelen budur.
Bu film güzel bir film,hiçte kötü degil bir kere.2 uyumsuz kişinin aslında nasıl bir aşk yaşadıgını ve filmin ilerleyen zamanlarında nasııııl gaddarca birbirlerini hayatlarından çıkarmak zorunda kalmalarının hikayesi.
bana göre şu anda günümüz çiftlerinin %60 kadarının hikayesi.
hoşlanıyoruz,çıkıyoruz,seviyoruz,ayrılıyoruz.nedir bu ya! diye karanlıga küfredenlere bir dert ortagı ve eger durum ayrılıga gitmiş ise bir çıkış yolu fikri verebilmesi açısından iyi bir film.

abi ben sırf hakkında bu kadar entry giriliyor diye 3 defa başladım bu filme üçünde de uyuya kaldım. sonra da umursamadım pek. scott pilgrim vs. the world daha güzel bence. o da aşk filmi. böyle basit fikirlerim var hayata dair napayım.

abi anlaşılmıyacak bir yanı yok bence. özgün bir konu, vasat bir film. zaten abartıldığı kadar yok. ne gördüysen o yani.

hadi doni darkoyu anlamadım deseniz eyvallah da bunda gerçekten yok bişey. olayı bu kadar.

tırt

altında bir mesaj aramadan izledim ve şahsen beğendim. filmin olayı hafızasını sildiren 2 kişinin her seferinde birbirine aşık olmasını anlatması.

ben bilumum yerlerde anlamadığımı beyan etmiştim. hiç de utanmıyorum gerilmiyorum anlamadım derken. ikinci kez isliyim dedim yarısına gelmeden kapattım. bence bu film normal insanlara göre değil. ama nası oluyosa herkesin en sevdiği film anasını satiym.

Başka birini hayatına sokman lazım.

gayret edeceksin.

unutacaksın.

ve bir daha bağlanmayacaksın böyle körü körüne

fransız lejyonerleri falan düşün. bizim yaşadığımızdan daha zor hayatlar yaşayanları düşün. onlara üzül. bunlara üzülme. başkasıyla olursun. her şey zamanla.

ona bulaşmıyorsan (yani ilgisini çekmeye çalışıp, sevgilisiyle arasında huzursuzluk çıkmasına falan sebep olmuyorsan) sorun yok.

zamanla geçer hepsi. sadece kendini başka şeylere ver. hobi edin. gerekirse psikoloğa git.

haa unutmadan 1 yık fazla uzun bir süre değil.
sen şimdiden, kurtulmak için yollar arıyorsan harbiden de şanslısın demektir.

aşkından zerre-i miskal eksilmemiş halde, 11. yılına girenleri biliyorum.

durumu olduğu gibi kabullenip bu konuda hayal kurmayı bırakırsan bir süre sonra geçecektir.

terkedilmeyi de unutmak zor, bazen ikisi karışır. hoş bulduğun birine şans vermelisin. gerisi zaman... bi de biliyosun hepimiz ölcez :)

muhterem; etrafındaki yaşlı bi kişiyi düşün, anası babası eşi ya da çocuğunu kaybetmiş olsun. onlar bile hayatlarına -zamanla- devam ederken senin devam etmemen pek olası durmuyor.

biz neler içtik neler yedik bak hala burdayız...

onu hatırlatan herşeyi hayatından çıkar facebook numarası msn adresi sil hepsini.

@ley ley hayır bulaşmıyorum ona. Psikoloğa da gittim zamanında faydası oldu ama uzun dönemde faydası olmadığını sadece kendimi kandırdığımı farkettim. Ne zamanki ortak arkadaşlarımızdan biriyle görüşsem içimdeki acı tazeleniyo ve şu anki halime geliyorum işte.

@allahim sen beni desarj et o verdiğin örneklerden çok yakınımda var zaten. Alışmak sorun deil alıştım zaten ama ölümle bu bir değil ki ölümde bir çaresizlik var ama terkedilişte o yok. Onun var olduğunu biliyosun sanki bir gün sana dönmek isticekmiş gibi milyonda bir bile ihtimali olmayan aptalca bir beklenti içerisine giriyosun.

@retretret somut olan her şeyi çoktan çıkardım zaten de ya soyutlar ne olucak?

yeni biri, yeni bi heyecan lazım.

çivi çiviyi söker... spor yap

tek yaptığım faydalı şey spor zaten

incisözlük

başlığı orada açarsan valla daha kral yanıtlar gelir. =)

onunla mesajlaştığın/konuştuğun telefonu değiştir, onunla birlikte kullandığın eşyalarını komple at çöpe (ciddiyim) hele hediyeler, önce onları at. sana onu hatırlatacak her şeyi at, yoklukları varlıklarından daha çok üzmeyecek. fotoğrafları sil/yırt.
onun sensiz mutlu olduğunu biliyorsun, ne bu salya sümük haller diye kendine aynada bi iki gaz ver. topla kendini ve dünyada daha mühim sıkıntılar olduğunu düşün. kız/erkek yüzünden ziyan olan hayatları getir aklına.. zibilyon tane insan demiştir bunu: kimse için hayata küsmeye değmez.. kimse vazgeçilmez değil..

sonra başka biri giricek hayatına sen buraya tekrar gelip unutamıyorum diceksin. böyle bi döngü

arkadaşlarınla daha fazla zaman geçir,bol bol gez,uzun zamandır yapmayı düşündüğün ama zaman bulamadığın bir konuya odaklan,işine çalışma hayatına ver kendini zamanla unutursun,düşün daha önce kimleri unutmadın(seni tanımıyorum ama herkes birilerine aşık olup unutmuştur diye genelleme yaptım),bunu da unutursun

hayatına devam edeceksin. let it go.

üç yanlışın bir dogruyu götürmesine izin verme işte kardeşim, sana bir kıyamet alameti yazayım da rahatla:

her erkeğe 4 kadın düşecek.

hadi koş şimdi..

kafanı dağıtcak, onu düşünmeni engelleyecek ( en azından kafayı yeme derecesine gelmeden ) dizi, film, kitap bulun. kitap biraz daha zordur gerçi, konsantre olmak falan.. dizi iş görür ama sağlamlarından olsun.
çivi çiviyi söker(?) ama böyle bir durumda hayatına sokacağın kişi unutamadığın insanı hatırlatıcak sana. her hareketinde o da aynen böyle yapardı diyeceksin, hatta sonrasında kendine kızacaksın. o yüzden biriyle olmak önemli değil.
başka insanlar tanıyacaksın, aşık bile olacaksın. hayatına girmeye değecek bir insanla karşılaşınca beraberliği düşünmelisin bence.

uyuşturucu kullan.

montla sıç.

var cezası. 70 tl gibi bir miktar.

uff fenaymis. peki cikarmasam artar mi? veya bi sakincasi olur mu?

çıkarmasan ceza artmaz, o sadece kayıp cezası ama bazı resmi işlerde ehliyeti kabul etmeyip nüfus cüzdanı isteyebilirler. pasaport, vize vs işlerde. onun dışında pek lazım olmaz nüfus cüzdanı ama bence çok ihmal etmeden hallet...

bence bir kaç daha idare et ehliyet pasaportun varsa. yakın zamana çipli kimlikler aktif olacak diyorlar. daha daha uğraşmazsın.

ben 52 tl'ye çıkardım. kimlik gerekiyor genelde yokluğunun da bir zararını görmedim kaybettiğim zaman diliminde.

üzerine tapu filan alırken sorun çıkarabiliyormuş ödememe durumu. kuzenim de kaybetmişti, ödemezse ne olacağını sorduğunda aldığı yanıt buydu.

Eğer adınıza sahte şirketler kurulup, büyük borçlar altına girmek istemiyorsanız; Emniyet birimlerince düzenlenmiş, nüfus cüzdanının çalınmış ya da kaybedilmiş olduğuna lişkin belgenin aslını vergi dairesine ibraz etmeniz gerekmektedir.

naruto ya deli gibi severim güzeldir :D azıcık çocukça ama gene candır benim için yani

de'ler ayrı.

death note u tek gecerimm...

death note.. her yerden de izlenebilir. 37 bölüm zaten.
hastası olacaksınız.. :)

vampirli (gay vampir değil , harbici vampir) kanlı güzel anime: hellsing
her telden olsun, uzun olsun, severek izliyim: naruto ve akabinde naruto shippuden
bu sarmadı gibi ama aynı kategori? : bleach
bunlar çok uzun şöyle 100 bölüm falan olsun: d.gray man ( başları az sıkabilir , ama sonra hepsine koyar)
entelim dantelim, böyle düşüneyim: serial experiments lain , bonus ; texhnolyze
bunlar az karamsar, daha karamsarı için: ergo proxy
huzur dolu güzel anime, her bölüm birbirinden alakasız: mushishi
polisiye - dedektiflik: death note (nefret ediyorum senden deathnote, ama ilk izleyenler hep sevdiği için önerdim burda)

Death Note, Elfen Lied,Pokemon,Hayao Miyazaki serisi.

elfen lied, death note ve özellikle one outs izleme bağımlılık yapıyor.

lain

imdb veya iyi bir sinema sitesinde Hayao Miyazaki yaz ve animelerine bir göz gezdir.

hatta şunları mümkünse indir. hepsinin türkçe/ingilizce altyazılarını çok rahat bulacaksın:

2004 Howl's Moving Castle

2001 Spirited Away

1997 Mononoke-hime

1992 Porco Rosso

1984 Nausicaä of the Valley of the Wind

(bkz: Vampire Hunter D)

Ghost in the Shell

ortopedi bakar bence

fıtık şüphgesi varsa, beyin cerrahi.

ilk defa gidicem çok ağrıyo belim.

beyin cerrahi de bakıyor. bazı bel ağrılarına şiddetli boyun tutulması teşhisi koyuyorlar. ciddiyim.

fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru gittim gördüm..
istanbuldaysan doktor önerebilirim.

ortopedi en basiti, o zaten gerekli yönlendirmeyi yapacaktir. Bel agrisinin fitiktan romatizmal durumlara kadar 1001 cesit sebebi var!

ağrın arada bir tekrar eden, sürdümü de bir aya yakınsa tavsiyem beyin cerrahi.

yanda bi iki tuş var da dokunmatik değil. ekranı büyük bir buton olarak tasarlamışlar. 4 yönlü buton ekran. soluna bastırıyorsun geri gidiyor sağına bastırıyorsun ileri gidiyor. anlatabildim mi?

bu fiyata uygun bir alet. diğer philips yerine onu almak daha mantıklı.

hepsiburada'dan alma arkadaşım, başka terlere bak, gold'a bak, darty'e bak, bimeks'e vatan'a bak ama ruh sağlığını korumak için hepsiburada'dan alışveriş yapma. komple sorun. tedarik sorun, kargo sorun, müşteri hizmetleri diye bi şeyin mevcudiyetinden bahsedilemez... öyle süper hızlı gönderi dediğine bakma, bana da öyle dediydi.. bugün 9. gün hala tedarik edilmedi ürünüm..
çinden al 5 günde sorunsuz kargosuz geliyo.. valla bak..
:)

yan tarafında 1. fotodaki aletin tuşları. 1. iyi gibi geldi bana da. çünkü 4 gb hafızası var. şarjı 22 saat gidiyor. ve en önemlisi (bence) usb ye taktığında şarj olurken oynatılabiliyor. benimki oynatılamıyor mesela :(

2. fotodaki 2 gb. tasarımı da hoşuma gitmedi. 2 gb olması zaten seçilmemesi için yeterli.
3. fotodakinin tasarımı berbat. direkt eledim.

onun dışında iriver marka bir alet bulabilirsen bütçene göre, iriver öneririm.

sony.

1.üründe şimdi farkettim kulaklık 3.5 mm diyor. çok kısa değil mi yoksa ben mi yanlış anladım. bi de ek kulaklık almayalım şimdi.

3.5 mm olan jack genişliği kulaklık uzunluğu değil. yaygın iki jack boyutu var biri 3.5 diğeri 2.5 mm, 2.5 olanı genelde telefonlarda falan olur. ince uçlu giriş. kulaklık uzunluğuyla bir ilgisi yok 3.5 mm olması lazım zaten jack girişinin.

üstad, umarım geç kalmamışımdır.

sony'den şaşma derim.
linktekinin aynısı ama radyosun olanını teknosa'dan 89.90'a aldım.
şarj süresi gerçekten de çok fazla.
zap özelliğide işe yarıyor.
pişman olmazsın.

sony iyi de dizaynı yarrak gibi. usb kapağı düşer kaybedersin mal gibi olur.

sony'nin tasarımı az daha güzel olsa onu alırım. güzel olan walkman serisi var ama parası da güzel:(

remy 3.5 mm ile güldürdün beni. o yüzden daha detaylı yorum yazayım dedim. şimdi sürükle bırak diye bir özellik var sony'de. böyle usb'den bağlandıktan sonra şarkı atmak çok kısa ve çok rahat. philipsler ise program kullanıyordu bunun için. bu da sorun oluyor yanlış hatırlamıyorsam tabi. ayrıca philips ses kalitesi her zaman bir soru işareti iken sony kendini bu konuda ispat etmiş. bi de ben philips sevmem zaten. çok belli ettim sevmediğimi. ama ne aldıysam randıman alamadım. sony'nin tasarımı da daha şık ayrıca.

sony'nin usb kapağı bilinen flash bellek kapakları gibi değil.
bildiğin bilgisayarlardaki gibi bir şey. yani öyle yalama olacak düşecek bir yapıda değil.

linklere tıklamadan önce kendim kullandığım sony'i önerecektim ki sen zaten seçmişsin. kesinlikle tavsiye ederim. sony'nin bass sistemi kadar harika bir şey yok. zappin tuşu da çok eğlenceli. kesinlikle tavsiye ederim :)

philipste albüm kapağı falan gözüküyor sony'de bu yok sanırım. bu da eksi olsa gerek. ama sony'ye kanım kaynadı. fm radyo'ya gerek varmı yok mu bunu düşünüyorum. radyosuz 4 gb mı radyolu 2 gb mı? bence radyosuz 4gb:)

@domestos

radyo var mı seninkinde? varsa memnun musun? ve hafıza kaç

sürükle bırak philips'de de var. param olsa philips tercih etmem ben de. ama sony'nin çubuk modellerinden de almam.

sıcak suya bal, nane, limon ve çok az acılığına dayanacağın kadar çay kaşığının ucuyla karabiber, az yap kötü tadından az içiliyor.

ha ilaç istersen balgamlı öksürüğe asist şurup, kuru öksürüğe sinecod şurup, ama ben ilaç yerine üsttekini tavsiye ederim.

sıcak sütün içine yarım çay kaşığından az tereyağ ve bir çay kaşığı bal ekleyerek iç. özellikle gece yatmadan içersen daha etkili oluyor.

karabiber. fazlası yakıyor ama çok iyi gelir.

www.thewallpapers.org
www.livesinabox.com
www.thetvzone.net

www.wallpapersweb.com

dhl yi arayın bu konuda. tam acık adres verin...+/- 1 gün gibi cvp verirler. hava duruma vb değişebilir ama.

444 0040

Tahminimce DHL fln degil de kendi air mail servisleriyle bir seyler siparis ettiniz. 2-3 hafta suruyor genelde.

alibaba'dan ortalama max. 10 günde edindik birkaç siparişimizi.
ek not: hediye sezonundan dolayı bir yoğunluk olur bu aralar, onu da hesaba katmak lazım.

kanada'dan 1 haftada geldi. normal şartlarda 4 günü geçmez.

en fazla 5 gün bekledim şimdiye dek.

belki çok esktrem bir durum ama bir arkadaşa iki ayda gelmişti. artık gönderen mi geç gönderdi bir yerlerde takıldı mı bilmiyoruz.

bir internet sitesinden aldığımız pil allahın çininden 3 günde istanbul'a gelmişti. oradanda ptt kargo ile bulunduğumuz şehre 3-4 günde geldi 1 hafta yaptı. gümrük müdürlüğü sağolsun 2-3 haftada ancak elimize verebilmişti.

ağza takılıyor. (bkz: ünlü düşmesi)

ı düşmez... ağıza doğrusu.

Düşer. tdkterim.gov.tr

düşmez. tdkterim.gov.tr

sol sütun 4. örnek.

(ara: ağıza)
(ara: ağza)

107 başlığa 14 başlık ile ağza kazandı.

tdkterim.gov.tr

göt oldum.

yaşasııın ben kazandım, en birinci ben oldum... :))

tdkterim.gov.tr

kimi yerde düşebiliyor da.. ı bu, tutulmaz..

Düşer tabii ki. ilk örnek doğrudur.

www.tdk.gov.tr
evet duser.
agiz agiza bilesik kelime olarak gosterilmis, ondan i dusmemis olabilir.

linktekilerin bi kismini yaziyorum:
ağız (I) -ğzı
isim, anatomi

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

ağza (veya ağızlara) düşmek ağza almamak ağza tat, boğaza feryat

Birleşik Sözler

ağız ağıza ağız alışkanlığı ağız bağı ağız birliği (...)

Sizin istediginiz seyde ağzına takılmak olarak geciyor.

hangisine tik atiyim bilemedim ben anlaşın aranızda :)

düşer.

not: tekirdağsporluyum.

-e hali düşer, -i hali düşmez..

buruna, burnu; göğüse, göğsü, karına, karnı gibi..

www.tdk.org.tr

"... ikinci hecelerindeki dar ünlüler genellikle düşer." denmiş, ne durumlarda düşeceği belirtilmemiş. -i hali -e hali ayrımı yapılmamış, örneklerde her iki hal ekini almış kelimeler de mevcut, bazı deyimlerde "ağza" bazılarında "ağıza" şeklinde kullanılmış.

ağza

(bkz: ekşi sözlük)

izedebiyat.com vardı bi aralar yıllar var ki girmedim.

yazıyla neyi kastettiğini biraz daha açabilir misin? gerçi deneme demişsin ama biraz genel hala sanırım.. öykü gibi? makale gibi? köşe yazısı gibi?

öykü,eleştiri herhangi bir yazı türü

bitlilimon.com

olmaz. kartın arkasına yapıştırılan bandrole bakan olursa giremezsin sınava. o bandrol için de para yatıracaksın.

inşallah vardır. yoksa bu ülke bir öğrencisini daha kaybedecek maddi olanaksızlıklar yüzünden.

ya yok maddi olanaksızlık değil de oraya vermek istemiyorum parayı. gerçi er geç vericem de :/
bir dönem girdim bi daha girsem nolur ya, bu yıl da mezun olamazsam bırakıcam bu işleri eheh..

kayıt yeniletmezsen sınav belgen gelmez ki zaten. böylece giremezsin.

ilk seferinde ikinci taksiti yatırmadan girmiş olabilirsin.

bu sıralar çoğu kişide olan bir sorun bu. çözümünü hala tam olarak bilmiyorum. sırf bu sorun yüzünden hala eski sürümü kullanıyorum bende. sanırım programın kendi i.neliği çünkü format attıktan sonra bile aynı sorunu yaşayanlar var.

şimdilik www.ebuddy.com u deneyebilirsiniz web messenger olarak. alıştıktan sonra msnden çok daha şirin ve kullanışlı geliyor.

bana da olmuştu, kullandığım antivirüs programını güncelledim sorun kalktı.
antivirüsü devre dışı bırakınca da girilebiliyor bu arada..

super antispyware diye bir program var.. indir tarattır bilgisayarını... taramabittikten sonra girebilirsin... bende de aynı sorun vardı.. meğersem orda burda fink atarken pc ye giren trojanlardan ötürü böyle kapanıp acılıyormus...yap bu işlemleri sonucu da bildirirsin..

madduwattas, söylediğin yolla sorunu hallettim :) 10 dakikadır düşmüyorum, daha da düşmem heralde ehehe. 2 tane trojan buldu program, silince düzeldi...

Herkese teşekkür edenzi.

Bilgisayar basinda calisan bircok insanin ortak sorunu maalesef. Takip edilen site sayisini azaltmakta fayda var, yoksa basa cikilamaz bir hale geliyor, ciddi anlamda mesai harciyoruz Facebook'tu, Twitter'di, Sozluk'tu, Duyuru'ydu bilmemneydi...

eheh. yalnız değilmişim. ben sadece ofiste değil, evde de böyleyim. mesela kitap mı okuyacağım. laptop orta sehpa üzerinde açık olacak, gmail için simge durumuna küçültülmüş bir pencere, diğer takip ettiklerim için çok sekmeli başka bir pencere açık olacak. msn kişi listesini gösterir şekilde hepsinin üzerinde olacak. x çevrimdışı oldu, y oturumunu kapattı zımbırtılarının sesleri mutlaka açık olacak. çevrimdışısın bi de kim ne yazsın sana.. :Pp sorsan kitap okuyorum.
epey epey azalttım ama ben.. ilaçla filan değil. inatla.. sık kullanılanları boş bırakmak ve adres çubuğunda kayıt tutmamak çok kolaylaştırıyor gerçekten.. böyle başlayabilirsin mesela..

denedim ama pek etkisini göremedim. sözlükte de çok fazla yorum yapılmış etkisini görenler olduğu söyleniyor. vitamin alabilirsin. özellikle de Pharmaton piyasa da en meşhur olanı
yorumları okumanı tavsiye ederim.
Not: Doktora danışmadan hiçbişey kullanma

mac kullanıyorsan bir program var, belirli siteler için belirli süreler giriyorsun, limite varınca o site bloklanıyor. işine yarayabilir. tabii ismini hatırlayabilirsem...

aynı şekilde benim de öyle bu sabahtan beri. şu duyuru sayfasını bile yenilerken 10 dk geçiyor. sanırım genel bi problem var. yoğunluktandır:)

şimdi durum şöyle. malum hava soğudu. millet dışarıda gezmek yerine, evde downloada abandı, webcamli görüşmeler yapıyor falan filan.

ttnet'in süper hızlı bağlantısı için (bkz: adil kullanım sınırı)

benimki de öyle.. browser değiştirip duruyordum ama sorun bağlantıda.. birkanç gündür böyle.. :/

yasaya göre mi bilmiyorum ama bir yakınım bu izni bir gün olarak kullanabiliyor. iş yeri buna bir şey demiyor. yasal mı yoksa iş yeri işveren arasındaki samimiyet mi bilmiyorum.

bazı siteler mevzuatta öyle bir şey yok, işverenle işçi anlaşırsa olur diyor ama ne kadar güvenli bilmiyorum. bu şekilde izin kullandırdığımız birkaç personel var. zararda mıyız onu tespit etmem lazım =)

istanbul büyükşehir belediyesi 1 tam gün olarak kullandırtıyor.

süt iznini birleştirme konusunda bir yasa yok sanıyorum ki. bu nedenle çalışmasına zarar vermiyorsa ve iş vereni kabul ediyorsa birleştirebilir ama işine engel oluyorsa birleştiremez. bu hakkı belirtilmemiş çünkü.

www.hukuki.net

teşekkür ederim arkadaşlar.

yapılır tabii, daha güzel bile olur.
pijama gibi soyun.
halka halka da kesin. kızartırsınız.
ya da alevli ocağa koyun, patlıcan salatası olur.

evet ayni sey prensip itibariyla. karniyarik veya imambayildi gibi sekil semalin de onemli olabilecegi bir yemek haricinde ayni sekilde yemegi yapilabilir. ama hepsinin alternatifi var, karniyarik yerine oturtmaya yonelmek veya genel olarak katmanli bir yapiyi benimsemek de mumkun yemek yaparken. insan yoklukta yaratici olur; yaraticiliginiza guvenin, elinizi korkak alistirmayin ve afiyet olsun :)

Yapılır, üç aşağı beş yukarı aynı şey olur, benzer tadlara koşarsın. Topan patlicanın asıl olayı közlenmesidir ama, közlenmiş patlican salatası ondan yapılır.

onların kızartması güzel oluyor. halka şeklinde ya da uzun şerit şeklinde kesebilirsiniz.

her bi şeyi yapılır ama çok nefis dolması olur onun valla..

eger amerikadaysanız ve bahsettiginiz top patlıcan aynı zamanda kafa kadar olanlardansa.
Icı oldukca farklı bir turdur, cekirdek hemen hemen hic yoktur, etli kısmı plastik gibi biseydir
1) sakın kızartmayın, yaga batırılmıs sunger gibi olur
2) kusbası et gibi haslama bir yemege patates ve diger sebzelerle beraber kup kup eklenebilir.
3) salatası yapılabilir ama ocak ustunde kozleyemezsiniz ustune delikler delip fırında atesin altında kozleyip, sonra icini, sarmısak, zeytinyagı, tuz ve biraz yogurt veya un ile catalla ezebilirsiniz.
4) karnıyarık hic olmaz denemeyin (ben denemistim)
Ama bizdeki patlıcanın tadını yakalamak zor, tercihan (varsa) bir italyan, yunan, turk marketi bulup ordan normal patlıcan aramak gerekir.

yok, oyle abartili buyuk degiller. turkiye`deki manavlarda gordugumuz tombul patlicanlardan iste.